İçsel Yolculuk Hayal. İçsel Yolculuk adını verdiğim yazı dizim Gökçe Medya‘da içimiz gibi tamamen düzensiz şekilde yayınlanacaktır. Ben bu yazı dizisiyle biraz insanların içlerindeki, derinlerindeki yurtlarına yolculuğa çıkalım istiyorum. Zira ben bunu son zamanlarda çok sık yapmaya başladım. Şimdiden söyleyeyim korkmak yok. Anlatacaklarım her sağlıklı bilince sahip insan için gayet normal şeyler. Şayet siz bunları yaşamıyorsanız yine korkmayın. Sizde insan benzeri dümdüz bir canlısınız işte. Hatta tarihin en eski çağlarından beri var olan ve bizi bugün ki öğretilerle buluşturan insan türünden farklı olarak siz daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürüyor ve toprak oluyorsunuz. Neyse gelin yolculuğumuza başlayalım.
Hayal
İlk alt başlığımız beni tanıyan herkesçe tebessümle karşılandı. Bir hayalperest olarak ilk bunu anlatmayı uygun gördüm. Şimdi sizden kurduğunuz en uçuk hayali düşünmenizi istiyorum. Hayır, çok zengin olmak, şu işi yapmak, bu insanla evlenmek yahut bu arabayı almak değil. Hayal dostlarım hayal. Biliyorum çocukluğumuzdan beri hayal güçümüz epey köreltildi ama yine de o hayal varlığına sımsıkı sarılmamız gerek. Çünkü o her zaman için bir umut var demektir.
Hayaliniz aklnıza geldi ise başlayalım. Bu hayal için ne yaptınız? Soru oldukça manidar değil mi? Bırakın onun için bir şey yapmayı, o hayali kurmak bile çağımız için büyük bir duygusal ihtilal demek. Siz ihtilalcileri saygı ile selamlıyorum. YAŞASIN HAYALPERESTLER!!!
Hayalleri ile hemhal olan insanları yüz metreden tanırsınız. Çok düşünceli ve heyecanlıdırlar. Öyle ki başlarına ne gelirse gelsin hayalleri sayesinde ayakta dururlar. Etraflarında dost görünümlü ufuk yoksunu kimseler barındıran bu insanların tek amacı hayal kurmayı yaygın hale getirmektir. Bu ülküyü her biri birbirlerinden tamamen bağımsız ve teşkilatsız biçimde ferdi olarak gerçekleştirmeye çalışırlar. Ufuk cahili, düş yoksunu kimseler ise tepeden bakar ve hayalpereste hayallerinin boş olduğunu büyük bir kibir ve profesör tavrı ile söylerlerler. Bakın dikkatinizi çekerim bunlar düş cahilidir, hayal kurmayı bilmezler bile. Hayalperestin sınavıdır bu. Bu sınavda yenilebilir yahut kazanabilir. Ancak unutmayın ki bir hayalperestin hayal kırıklığı yeni bir hayal kurana kadardır. Kırıklığı çok derin olanlar bile heyecanlı bir hayalperst ile karşılaştıkları taktirde kendilerini yine bir hayale kaptırmış bulurlar. İşte tam da bu yüzden hayalperestler us bilmez delilerdir ve hayal ızdırabından haz alırlar. Uykuları kaçar ve uçsuz bucaksız zihin ufuklarında hayallerini dört nala koşarken yorgunluktan bitap düşerler. Yine de dinlenmek istemezler. Ancak hain bir uyku onları bu keyifli ızdıraptan ayırabilir.
Peki ya düş yoksunları? Onlar için söylenecek hiçbir şey yok. Dedim ya mutlu bir yaşam sürüp toprak olacaklar. Aramızda kalsın onlar ne kaybettiklerini hiçbir zaman bilemeyecekler. Hatta ve hatta bu yazıyı okusalar bile ne demeye çalıştığımı anlamayacaklar. Biz hayalperestlerin ruhları göklerde buluşup tanrıya kavuştuğu vakit uçmağda bastığımız toprak onların aciz zihinleri olacak.
Velhasıl sevgili hayalperest dostum; dünya bize karşı o kadar acımasız ve düşman ki bu ancak
Gökhun Aydın
İlk yorum yapan siz olun