İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

GÖKÇE DÜŞÜNMEK

Gökçe Düşünmek… Avrupa ülkelerine bağlı bazı kuruluşlar üniversiteyi bitirmiş gençlere “dil öğren seni Avrupa’ya götürelim” diyorlarmış. İş vaadi de var. Büsbütün “aydın kaçakçılığı” bu. Avrupa kendisinde olmayan eğitimli ve genç nüfusu bizim gibi 3. sınıf ülkelerden temin edecek. Biz, bizdekinin değerini bilmemeye devam ediyoruz. Sömürge ve manda yeraltı kaynaklarından, ucuz işçiden aydın sömürüsüne döndü. Artık tüm dünya zeka ve üretkenlik peşinde.

Gökçe Düşünmek

        Hangi masaya otursam yurtdışı baş mesele. Kuvvetli seçeneklerle memleketten kurtulma planları yapıyor gençlik. İşin kötü yanı ne biliyor musunuz? Haklılar… Ancak mesele haklı olmak değil. Refah içerisinde yaşamak, istediği hobiyi edinip, istediği şeyi alabilmek Türk gencinin diğer milletlerin gençlerinden daha çok hakkı. Sebebi ise asırlardır ataları gibi bedelini ödemeleri. Şimdi zamâne gençliği ne bedeli ödedi demeyin. Her çağın gençliği kendi çağına göre bedel ödemektedir. Benim çağımın gençliği bu bedeli cahillikle ödedi. Üst kuşaklarımız bize uyguladıkları eğitim ile bizlerden düşünebilme yetimizi aldı. En basit insani unsurlardan olan kendimizi ifade etme yetisi, sayelerinde artık kendilerinden sonraki kuşaklarda yok. Kafasının içerisinde bir araya geldiğinde hiçbir anlam ifade etmeyen ve manaları da olmayan kelimelerle dolu yeni bir nesil. Kulağa kötü geliyor değil mi? Yapılan büsbütün bu.

        Mandacılara karşı büyük mücadele veren Mustafa Kemal Paşa vardı. Şimdi mandacılık şekil değiştirdi, yurtdışına kapağı atmak oldu. Ama o zamanın mandacıları bile bizim neslin yurtdışı sevdalılarından daha halis bir niyetle memleketin kurtuluşunu buna bağlıyorlardı. Yurtdışına gitmek isteyenler bencilce kendi kuruluşlarını buna bağlıyorlar. Üzülerek tekrar söylemek istiyorum ve ne kadar eleştirsem de her fırsatta hakkını teslim etmek zorundayım akranlarımın. Haklılar… Üretmek bu coğrafyada imkansıza yakın. İlim ve sanatın hiçbir kıymet-i harbiyesi yok. Çok azımız üretken, çok azımız gerçekten gösterecek bir benliği var ve uygun zemin bulamıyor ama biz gençler üzerindeki gelecek kaygısını yine haketmiyoruz.

        Bu bahsettiğim meseleleri artık fosiller düzeltemez. Ellerinde olsa da düzeltecekleri yok zaten. Bu noktada çağımız için bir bedel daha ödememiz gerekiyor. Aslında bunu bir biz değil vatanını seven herkesi yapması gerekiyor. Hep çocuk kalmış ve muhtemelen 30’lu yaşlarında dahi büyüyemeyecek bir nesiliz. Çünkü kendi kendimize yetmek bize öğretilmedi. Buna rağmen düşüncelerimizi sosyal medyadan beslenen ama etkilenmeyen müstakil bir hale getirmeliyiz. Fevri ve bilmeden fikir beyanında bulunmak yerine biraz daha pusların dağılmasını beklemeliyiz. –zira büyüklerimiz(!) çok sever puslu havalarda toy kurtların toyluğundan faydalanmayı.– En azından milli meselelerde daha önce de defalarca kez dile getirdiğim gibi 20 yaşında gibi değil de 3000 yaşında gibi bir olgunluk sergilemeliyiz. Bir an evvel en azından biz kutuplaşmayı bırakıp herkesi hoşgörü ve anlayış çerçevesinde değerlendirip düşmanlıkta vazgeçmeliyiz. Asıl düşmanlarımızı tespit edip planlarımızı ne bugüne ne yarına, tam 3000 sene sonrasına göre yapmalı ve devlet mevcutiyetine sahip çıkmalıyız. İtibar ve özgün ağırlık meselelerine ehemmiyet vermeli, itibarlı olan kurumların itibarını isimlerden bağımsız muhafaza etmeli; şucu bucu olarak sıfatlarla değil tamamen kendi kişilik ve karakterlerimizi ön plana çıkararak söz sahibi olmaya gayret göstermeliyiz. Her zaman toplum içerisindeki aşırılıkları dengelemek ve fevrilikten kaçınmak için terazinin hafif kefesine zekice ve omurgamızı koruyarak hizmet etmeliyiz. Ancak bu şekilde terazinin tepe taklak olmasını önleyip adaleti tesisine fayda sağlarız. Unutmayın ki çıkacak herhangi bir karışıklık t ek fayda görenler çok uzaktan keyifle izleyenler olacaktır. Bütün bunları yapan bir genç gökçe düşünüyor ve hareket ediyor demektir. Gökçe konuşmak, gökçe yaşamak ve gökçe tavır sergilemek ilk önce gökçeleri daha sonra ise mensup olduğu milleti ve devleti göklere çıkartmak demektir. Gökçelik bu belirsiz çağın entelektüelliği ve aydınlığıdır.

        Anlayacağınız ulu Türk gençliği gökçe düşünün, gökçe konuşun. Memleketin gökçelere ihtiyacı var…

Gökhun Aydın

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mission News Theme by Compete Themes.