3 Mayıs, sıradan bir tarih değildir. Bu gün, merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın veciz ifadesiyle “Bir bayram değil, millî şuurun diriliş günüdür.” Türkçülük davasına gönül verenlerin, fikir ve inanç birliği etrafında kenetlendiği bir uyanış günüdür. Bedel ödeyenlerin, zindanlara düşenlerin, inançla yürüyenlerin hatırasını yaşatma günüdür.
Türkçülük; milliyetçilik ya da ulusalcılıkla karıştırılmamalıdır. Her milliyetçi Türkçü değildir, her ulusalcı da bu kutlu davanın yükünü omuzlamış değildir. Türkçülük, Türk soyuna mensubiyeti esas alan; dilde, kültürde, tarihte ve kan bağıyla yoğrulmuş bir ülküdür. Urumçi’den Gagavuzya’ya, Altaylar’dan Balkanlara, Kırım’dan Kerkük’e, Halep’ten Taşkent’e kadar Türk’ün olduğu her yeri ana yurt bilen bir düşüncenin adıdır.
Bu yol; romantik bir hayal değil, köklü bir şuurun eseridir. Türkçülük; Türk’ün öz benliğine, atasına, soyuna, kültürüne sahip çıkmaktır. Bu ideoloji, köksüz evrenselcilik anlayışına karşı, Türk’ün öz değerlerini yaşatmayı ve yükseltmeyi hedefler. Kimliğimizin, dilimizin, tarihten gelen birliğimizin farkında olmaktır.
3 Mayıs, Türkçülüğün mahkûm edilmek istendiği bir dönemde, Türk gençliğinin “Biz buradayız!” diye haykırdığı gündür. O günden bugüne, bu davayı yaşatanlara, taşıyanlara ve büyütenlere selam olsun. Türkçülüğü bir şeref vesilesi bilenlere, Türk milletini bir bütün olarak görenlere bin selam olsun.
Bu kutlu günde, başta Hüseyin Nihal Atsız olmak üzere Türkçülük yolunda mücadele vermiş tüm büyüklerimizi rahmet, minnet ve hürmetle anıyor; 3 Mayıs Türkçüler Günü’nü yürekten kutluyorum. Türkçülük yeniden dirilsin, Türk milleti birliğe kavuşsun!
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Türkmen Düşünce Hareketi Başkanı Eyhem Çamur
İlk yorum yapan siz olun